1 Ocak 2014 Çarşamba

Fındığın Tarihi

Bir kuruyemiş olmanın ötesinde önemli medeniyetlerin topraklarında bir zenginlik ve değerli bir nimet olarak yetiştirildiği görülür. Ayrıca yemekleri yapılmış, törenler düzenlenmiş, üstüne türküler de yapılmıştır. Yanı fındık bir kültür ve  yaşam biçimi üretmiştir.
İnsanoğlu 50 bin yıldır dünyada ve son 4000 yıldır fındık bizim hayatımızda, fındıkla ilk yazılı kaynaklar dan biri de Midilli adasının Erasos kasabasında doğan Yunanlı filozof Thephrast’ ın (M. Ö. 372- 287) Nebaati Bilimler adlı eseridir ,fındıktan şu şekilde bahseder: “Pontus cevizi- fındığın, yabanilikten kurtarılıp ehlileştirilmesi için asıl kökten alınıp başka yere dikilmesi yeterli gelir. Bu suretle kışa daha çok dayanaklı olan fındık, iki cins olup birisi yuvarlak, yani tombul. Diğeri ise uzunca, sivridir. Fındık fidanı sulak yerlerde daha iyi gelişir, meyvesinin kabuğu üzerinde beyaz benekler vardır. ”O günden bu güne fındık hala aynı şekilde yetiştirilmektedir
Osmanlı Devleti zamanında fındık için pek çok tedbir alınmıştır. Fındık fidanlarının yurt dışına çıkarılması yasaklanmıştır.
Cumhuriyet Döneminde fındıktan alınan aşar vergisi kaldırılarak % 8 vergi konulmuş. Fındık fidanları yurt dışına çıkarılma yasağı getirilmiştir. Giresun’da 1924-25 yılları arasında 30 tane fındık kırma fabrikası vardır. Bunların 10 tanesi motorla  20 tanesi kol gücüyle çalışıyordu. Ayrıca her fabrikanın acı fındıktan üretilen aydınlatmada kullanılan yağ bölümü tatlı fındıktan üretilen yemeklikte kullanılan yağ bölümü mevcuttu. 1935 den itibaren üç kere fındık şurası toplanmıştır.
2 Kasım 1935 yılında Fındık Tarım Satış Kooperetifleri Birliği kurulmuştur.